5. İslam Dini Dostça ve Kardeşçe Yaşamayı Öğütler
İslâm dini insanların birbirini sevip saymalarını, dostça ve kardeşçe yaşamalarını amaç edinmiştir. Namaz, oruç gibi ibadetler de insanlar arasındaki sevgi ve dostluk bağlarını güçlendirici niteliklere sahiptir.
Ayet ve hadislerde Müslümanların kardeş oldukları vurgulanmaktadır:
"Müminler ancak kardeştirler, öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah'a saygılı olun ki size merhamet edilsin." (49/Hucurât suresi, 10)
"Bir Müslüman, kardeşinin ihtiyacını yerine getirirse Allah da ona yardım eder; bir başkasının sıkıntısını giderirse Allah da ona karşılık kıyamet gününün sıkıntılarından birini giderir. Bir kişi kardeşinin ayıbını örterse Allah da kıyamette onun ayıbını örter.'9
(Buharı, Mezalim, 3, İkrah, 7)
İslâm dini kardeşlik konusuna o kadar önem vermiştir. Bu konuda Peygamberimiz, "Allah'a yemin ederim ki iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de gereğince iman etmiş olmazsınız." (Müslim, İman, 93/54) buyurmuştur. Bir kimse üç günden fazla mümin kardeşiyle küs kalmasın.”
"Hiçbiriniz kendisi için arzu ettiğini kardeşi için de arzu etmedikçe iman etmiş olmaz." (Buharı, İman, l)
Bir başka hadiste ise Müslümanlar tek bir vücuda benzetilmiş, o vücudun bir organı rahatsız olunca diğerlerinin de aynı şekilde rahatsızlanacağı dile getirilmiştir (Buharı, Edeb, 27).
İnsanlara dostluk, kardeşlik ve barışı öğütleyen İslâm dini, onların iyi işlerinde yardımlaşmalarını istemektedir.
"İyilik etme ve Allah'a saygınızı göstermede (takvada) birbirinizle yardımlasın, günah işlemek ve düşmanlık etmek hususunda birbirinize yardım etmeyiniz." (5/Mâide suresi, 2)
"Allah'a karşı saygılı Müslümanlar, bollukta da darlıkta da Allah için servetlerini harcarlar, öfkelerini yenerler, insanların kusurlarını affederler. Allah muhsin-leri (iyilik edenleri, kulluklarını güzel yapanları) sever." (3/Âl-i İmrân suresi, 134)
Müslümanların kardeşliği üzerinde ısrarla duran İslâm bütün insanların kardeş olduğu» da ifade eder. Nitekim Kur'an bütün insanlığa hitap etmektedir. Birçok ayette "Ey insanlar" "Ey âdemoğulları!" şeklinde söze başlanmaktadır. Böylece bütün insanların tek bir aile üyeleri, birbirlerinin kardeşleri oldukları belirtilmektedir. Ulus, kabile, ırk, renk vb. bakımlara» hiç kimsenin diğerine üstünlüğü olmadığı bildirilmektedir.
“İyilikle kötülük bir olmaz. Sen (kötülüğü) en güzel bir şekilde önle. O zaman seninle, arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki candan bir dost olur.” (Fussilet suresi, 34. ayet)
İslâm, yardımlaşmanın da sadece Müslümanlarla sınırlı bırakılmayıp bütün insanları içine alacak şekilde yaygınlaşmasını öğütlemektedir. Dinimiz, yakınımızda yardıma muhat fakat Müslüman olmayan komşular varken onları atlayarak uzaktaki Müslümanlara yardan etmeyi hoş görmemiştir.
Birey olarak varlıklar âleminin bir üyesi olduğumuzu unutmamalıyız. Evimiz, sınıfımız, mahallemiz, köyümüz, ilçemiz, ilimiz, ülkemiz ve dünyamızla büyük bir bütünüz. Birbirimizi gözetmeliyiz.
"İslâm nedir?" diye soran bir kişiye Peygamberimiz, "İslâm güzel ahlâktır." der. O kişi, "Ey Allah'ın elçisi! Güzel ahlâk nedir?" diye sorunca da şöyle yanıt verir: "Sana darılan, seninle ilişkiyi kesen kimse ile barışmandır, sana vermeyene vermendir, sana eziyet edeni hoş görüp affetmendir." Bu ahlâk anlayışı toplumda güzelliklerin, iyiliklerin artmasını sağlayacaktır.
Hepimiz toplum içinde yaşıyoruz. Toplum içinde mutlu ve huzurlu olabilmek için birbirimize dostça davranmalı, kardeşlik duygularını yaygınlaştırmalıyız.
Dinimiz, insanların dostluk ve barış içinde yaşayabilmeleri için gerekli tavsiye ve emirlerde bulunmuştur. Dostluğu ortadan kaldıran aldatma, adaletsizlik yapma, kırıcı olma, hak yeme gibi iş ve davranışları yasaklayan dinimiz, insanları yaratılışta eşit görme, alçakgönüllü olma, işini doğru yapma ve adil olma gibi öğretilerle insanı iyiye ve güzele yönlendirmiştir.
Dostluk ve kardeşliği yaygınlaştırmak için aşağıdaki hususlara dikkat edelim:
- Size yapılmasını istemediğiniz bir şeyi biz de başkasına yapmayın.
- Konuşurken dostça, insanların gözlerinin içine bakın.
- Gülümseyerek konuşun.
- Karşınızdakini dinleyin; ilginizi çekmeyen alakasız bir konu anlatıyorsa, nazikçe izin isteyerek ayrılın.
- Konuştuğunuz kimseye yönelik durun; yanınızı veya arkanızı dönmeyin. Peygamberimiz, kime konuşuyorsa, yalnızca yüzünü değil, tüm vücuduyla ona dönerdi.
- Karşınızdakini sözlerinizle ve sorularınızla sıkmayın.