1.İnsan Akıllı ve İnanan Bir Varlıktır
Akıl, kelime olarak düşünme, anlama ve kavrama gücü anlamına gelir Dini sorumluluk ise, dinin emirlerini, yaşamlarını ve öğütlerini yerine getirme yükümlülüğüdür.
Akıl ile dini sorumluluk arasında ayrılmaz ilişki vardır. Bu ilişkinin özü, akıl dini sorumluluğun ön şartı şeklinde belirtilir.
Aklı olmayanın dini sorumluğu da yoktur. Çünkü, bir şeyden sorumlu olmak için onu anlamaya ve kavramaya yetecek güce sahip olmak gerekir. Anlama ve kavrama gücü ise akıldır. Dolayısıyla, aklı olmadığı için anlama ve kavrama gücünden yoksun olanlar dince yükümlü sayılmazlar.
Her Müslüman aklını iyi kullanmalıdır. Bu, Kuran'da Allah’ın isteğidir. Aklını iyi kullanmak demek, doğru sonuçlar çıkarmak ve bu doğru sonuçları eylem haline getirerek yaşamak demektir.
İnsan, diğer canlılardan farklı bir varlıktır. Onu diğer canlılardan ayırtan en büyük özellik ise akıl sahibi olmasıdır. insan aklı sayesinde düşünür, düşünce üretir
Eğer insan düşünemeseydi, bilim olmazdı. Bilgi ve bilim olmasıydı devletler ve toplum düzenleri kurulamazdı. Bunlar olmayınca uygarlıklar kurulamazdı. İnsan, düşünce üretmeseydi teknik gelişemezdi. Çünkü düşünce de bilgi ve bilim birikimi ile üretilir. Düşüncenin uygulanması ile radyo, televizyon, bilgisayar, uçak ve benzeri kullandığımız bir çok alet ve makineler üretildi. Bu sayede Ay'a gidildi. Bütün bunlar insanın ihtiyaçlarını gidermek içindir. insanın daha rahat yaşaması amacına yöneliktir.
Hayvanlar düşünemezler, bilgi üretemezler. Kendilerinden sonrakilere bir bilgi mirası bırakamazlar. Bundan dolayı hayvanlar ne bilim meydana getirmişlerdir, ne uygarlıklar kurabilmişlerdir. Dolayısıyla insanların ulaştığı bugünkü uygarlık seviyesi, bilim ve teknik düzeyi, hep insanın aklı ve o aklın işletilmesi sonucunda elde edilmiştir. Her şey insan düşüncesinin ve biliminin ürünüdür.