Beni, herkesi, her şeyi Allah yarattı. O, kendini tanımamı istiyor. Allah beni tanıyor, beni seviyor ve beni her zaman görüyor. Oyun oynadığım, gezdiğim, ders çalıştığım, uyuduğum zamanlar hep beni görüyor ve yaptıklarımıbiliyor. Söylediğim her şeyi duyuyor. Doğruluktan ayrılmamamı istiyor.
Allah herkesi görür, iyi insanları sever. Herkesin dürüst olmasını ister. Annem, babam beni seviyorlar, ben de onları seviyorum. Dedem ve ninem de bizimle oturuyorlar. Dayım, teyzem, amcam, halam ve çocukları... Bizler akrabayız. Birbirimizi çok severiz. Komşularımızı, arkadaşlarımızı da severiz. Allah bizi görür, birbirimizi sevmemizi ve iyi geçinmemizi ister.
Allah, yalan söyleyeni, tembel olanı sevmez. Herkesin çalışmasını ister. Ben de her zaman doğruyu söylerim ve çok çalışırım. Zamanımı boşa harcamam, evde yapabileceğim işlere yardımcı olurum. Kardeşlerimle iyi geçinir, onlarla ilgilenirim. Annem de çalışır babam da. Çamaşır, bulaşık, yemek yapma ve ev temizliği gibi işleri annem babam üstlenir. Onlar aynı zamanda evimizin ekonomik giderlerini karşılarlar. Bunun için çok çalışırlar. Okulda öğretmenler, fabrikada işçiler, tarlada çiftçiler, bütün insanlar çalışırlar. Allah çalışanı sever.
Annem beni çağırınca hemen koşarım. Ona yardım etmekten hoşlanırım. Gereksinimi olan herkese, insanlara, hayvanlara, bitkilere yardım ederim. Allah yardım edeni sever.
Eşyalarımı iyi kullanırım. Onları etrafa saçmam, savurganca kullanmam. Defter, kitap gibi eşyalarımı temiz ve düzgün kullanırım. Bilirim; Allah tutumlu olanları sever. Sofraya oturunca tabağımdakileri ve ekmeğimi yarım bırakmam. Bir lokma ekmek için, insanların nasıl çalıştığını düşünürüm. Bütün bu güzelşeyleri bize veren Allah'tır. Ona şükrederiz. Allah şükredeni sever. Allah'ım, verdiğin yaşam için sana şükürler olsun. Ailem, evim için sana şükürler olsun. Bizlere sevgi duygusu verdiğin için de sana şükürler olsun.
Yazın, tatil günlerinde kırlara gideriz. Orada neler neler görürüz. Yemyeşilçimenler, renk renk çiçekler. Rüzgârla hışırdayan büyük ağaçlar. Tül kanatlıkelebekler. Havada uçan, cıvıl cıvıl öten kuşlar. Çayırda otlayan koyunlarla kuzular. Ağaç dallarında bir oraya bir buraya atlayan cingöz sincaplar. Uzun kulaklı tavşanlar. Derede yüzen kırmızı gözlü balıklar. Yerde harıl harıl çalışan küçük karıncalar. Çiçekten çiçeğe konan minik arılar.
Bütün bunları kim düşünür? Kim doyurur, kim korur? Sensin Allah'ımsen. Allah'ım sen ne büyüksün. Yarattığın bu varlıklara karşı ne kadar şefkatli ve merhametlisin.
Güneş, gökyüzünde kocaman bir ateş. Gün boyu dünyayı aydınlatır veısıtır. Binlerce yıldır hep böyle, hiç sönmeden devamlı yanar. Onun sıcaklığıylaçiçekler açar, meyveler olgunlaşır. Domatesler kıpkırmızı, buğday başaklarısapsarı olur. Ya Ay? Geceleri, büyük gümüş bir tepsi gibi karanlıklarda parlar durur. Yıldızlar çok uzaklardan sabaha kadar ışıl ışık göz kırparlar. Denizler masmavi. Bazen sakin. Bazen hırçın, dalgalı. Bu azgın tuzlu sularda bambaşka bir hayat var. Dağlar yükselir. Kimi dağlar bulutlara ulaşır.
Allah'ım! Senin eserin bütün bu gördüklerim. Senin gücün, kuvvetin. Köpüren dalgalar, yükselen dağlar.
Sabahleyin uyanır, seni anarız. Görmüyorum ama biliyorum. Allah bizi görüyor, bizi işitiyor. Hepimizi seviyor ve biz ona yalvarıyoruz: "Allah'ım,! Bize iyilik ver, bizi doğru yoldan ayırma!"
Zarife CANAN
Allah'ım Seni Çok Seviyorum
(Sadeleştirilip kısaltılarak alınmıştır.)