[b style="line-height: 15px; text-align: justify;"]2. Hz. Muhammed'in Ailesinin Seçkin Özellikleri[/b]
2.1. Hz. Muhammed'in Ailesinde Sevinçler ve Sıkıntılar Paylaşılırdı
Hz. Peygamber aileyi sevinç ve sıkıntıların paylaşıldığı kutsal bir beraberlik olarak görürdü. Onun aile ve çocuklarıyla yaşadığı yer, sıradan bir ev değildi. Birbirini seven, sayan kişilerin gönüllerinde sevgi çiçeklerini açtırdıkları bir yuva idi. Bu yuvada içtenlik vardı. Sevgi vardı. Çalışkanlık vardı; herkes üzerine düşeni zevkle yapardı. Bu yuvada paylaşma vardı. Herkes, yuvanın mutluluğu için kendine düşen sorumluluğu bilirdi. Bunun gereği olan işleri yürütürdü.
Hz. Peygamberin evinde bazen bolluk olurdu. Böyle zamanlarda yemek hazırlanırdı. Hazırlanan yemekler Suffe öğrencilerine iletilirdi. Öteki yakın ve uzak komşulara ikram edilirdi. Hz. Peygamberin yuvasında zenginlikler, akraba ve komşularla paylaşılırdı. Bazen de çeşitli sıkıntılar ve hastalıklar olurdu. Yiyecek ve giyecek azlığı baş gösterirdi.
Peygamberimizin eşi Aişe diyor ki: "Bazen evimizde bir ay süreyle yemek pişirmek için ocak yanmazdı. Yiyip içtiğimiz sadece hurma ile sudan ibaret olurdu. Hurma ve su ile geçinip giderdik.''
Dertler paylaşılınca hafifler. Sıkıntılar paylaşılınca yok olur gider. Peygamberimizin ailesinde en küçük sevinçler bile paylaşılarak büyütülürdü. En büyük sıkıntılar bile paylaşılarak küçültülürdü. Hz. Peygamber, kızı Fatma dışında bütün çocuklarının ölümüne tanık oldu. Bu acıları yaşadı. Onlara gözyaşı döktü. Onları kendi elleriyle toprağa verdi. Ama, onun aile yuvasındaki sevgi ve içtenlik tüm sıkıntıları hafifletiyordu.
Sevinçli, müjdeli durumlarda da Hz. Peygamberin aile bireyleri yine birlikte olurdu. Kızı Fatma gelirdi. Peygamberimizin torunları Hasan ile Hüseyin gelirdi, onları sırtına bindirir, evde gezdirirdi. Akrabadan, komşulardan gelen olurdu. Onlara ikramda bulunulur, hediyeler verilirdi. Hz. Peygamber eş ve çocuklarına her zaman sevgisini belli ederdi. OnlarIa sohbet eder, şakalaşırdı.
Hz. Muhammed'in evinde sevinçler ve sıkıntılar paylaşılırdı.
2.2. Hz. Muhammed'in Ailesinde Misafire Cömert Davranılırdı
Peygamber Efendimizin ailesinde misafir güler yüzle karşılanırdı. Misafire cömert davranılırdı. Çünkü, Peygamberimizin bildirdiğine göre, "Cömert kişi, Allah'a yakın, cennete yakın, insanlara yakın ve cehennem ateşinden uzaktı...''
Hz. Ömer'in oğlu Abdullah, bir gün Peygamberimizi ziyarete gelmişti. Peygamber Efendimiz bu genci güler yüzle karşıladı. Oturması için kendi eliyle ona minder uzattı. Yer gösterdi. Ona ikramda bulundu. Peygamberimiz, "Allah'a ve kıyamet gününe inanan kişi, mi- safirine ikram etsin.'' buyurmuştu. Bizzat kendisi, misafirlerle ilgilenerek bu konuda herkese örnek oluyordu.
Bir gün sahabeden biri Peygamberimize konuk oldu. Ev doluydu. Sevgili Peygamberimiz, sağa sola bakarak onu oturtacak yer aradı. Boş yer bulamayınca paltosunu uzattı Yere serip üzerine oturmasını söyledi. Konuk, paltoyu katladı, teşekkür etti ve geri ver- di. "Bana ikram ettiğin gibi, Allah da sana ikram etsin ey Allah'ın Resulü!'' dedi. Peygamberimiz de, ''Toplumun ileri gelenlerinden biri, sizi ziyarete gelirse ona uygun bir şekilde ikram edin.'' buyurdu.
Peygamber Efendimizin evine çok ziyaretçi ve misafir gelirdi. Onun aile bireyleri bun- dan dolayı yüksünmezler, gocunmazlardı. Tüm konuklarla ilgilenir, ikramda bulunur ve cömert davranırlardı.
2.3. Hz. Muhammed'in Ailesinde İsraftan Kaçınılırdı
israf, cömertlik sınırlarını aşarak gereksiz harcama yapmaktır. Yüce Allah, bu tür davranışları yasaklamıştır. Kuranıkerim'de bu konuda şöyle buyurulur
''...yiyin, için, fakat israf etmeyin...'' ''Bir de akrabaya, yoksula, yolcuya hakkını ver. Gereksiz yere de saçıp savurma.''
Kuşkusuz Allah'ın bu uyarılarını en iyi anlayan ve uygulayan Hz. Peygamberdir. Bu nedenle Hz. Peygamberin ailesinde israftan kaçınılırdı. Gereksiz harcamalar yapılmazdı. Giyimde titiz davranılırdı. Giyeceklerin temiz olmasına dikkat edilirdi. Sadelik tercih edilir- di. israf yapılmazdı. Yiyeceklerde de aşırı davranılmazdı. Fazla yemekten kaçınılırdı. Henüz iyice doymadan sofradan kalkılırdı. Yemek beğenmezlik edilmezdi. Yemek az da olsa besmele ile yenir, sonunda Allah'a şükredilirdi. Ev eşyası konusunda ölçü aynı idi. Peygamberimizin evinde orta halli bir Medinelinin kullanabileceği türden ev eşyası bulu- nurdu. Hz. Peygamberin eğitiminden geçmiş olan aile bireyleri giyecek, yiyecek ve ev eş- yası konusunda ihtiyacı karşılamaya önem verirlerdi. Pahalı eşya almazlardı. Onlar israfı sevmezdi. israf yapmazlardı. israftan kaçınırlardı.
2.4. Hz. Muhammed'in Ailesinde Aile Bireyleri Birbirine Danışırdı
Yüce Allah, Kuranıkerim’de; ''...iş hakkında onlara danış...'', ''Onların işleri, aralarında danışma iledir...'' buyurmaktadır. Peygamber Efendimiz de, ''Danışarak iş yapan pişman olmaz.'' diyerek her alanda danışmanın önemini belirtmiştir.
Peygamberimizin aile bireyleri gündelik hayatta birbirlerine danışırlardı. Görüş alış verişinde bulunurlardı. Çünkü danışılınca başarılar artıyordu. iyilikler, güzellikler, sevinçler çoğalıyordu. Danışarak iş yapan pişman olmazdı. Bu nedenle Sevgili Peygamberimiz, aile bireylerine danışarak iş yapmıştır. Danışarak iş yapmayı iyi, hayırlı bir in- san olmanın gereği saymıştır. Bu konuda da şöyle buyurmuştur: ''Hayırlınız, aile bireylerine karşı hayırlı olanınızdır. içinizde ailesine en hayırlı olanınız da benim.''
2.5. Hz. Muhammed'in Ailesinde Komşuluk ilişkilerine Önem Verilirdi
Yüce Allah bize, "yakın ve uzak komşuya iyilik etmemizi'' emretmiştir. Peygamber Efendimiz ise komşularla iyi ilişkiler kurmak gerektiğini, komşusu aç iken tok uyuyan kişinin iyi bir komşu olamayacağını bildirmiştir.
Bir gün ashaptan biri Peygamberimize, "Bizim iyi veya kötü oluşumuzun ölçüsü nedir?'' diye bir soru sordu. Peygamberimiz bu soruya şöyle cevap verdi: ''Eğer komşularınız, sizin iyi olduğunuzu söylüyorlarsa iyisiniz demektir. Kötü olduğunuzu söylüyorlarsa kötüsünüz demektir.''
- Peygamber Efendimiz ve aile bireyleri komşularına güler yüzlü davranırlardı.
- Tatlı sözlerle gönüllerini alır, hoş geldiniz der, hal hatır sorarlardı.
- Onlara ikramda bulunurlardı. Hediyeler verirlerdi.
- Onlarla sokakta karşılaştıklarında selamlaşırlardı.
- Onların sevinç ve sıkıntılarını paylaşırlardı.
- Komşuları arasında zengin, yoksul ayırımı yapmazlardı.
- Düğünlerine katılırlardı.
- Bayramlarda görüşürlerdi.
- Hastalandıklarında ziyaret ederlerdi.
- Komşularından yoksul olanlara yardım ederlerdi.
- Komşularının evine, bahçesine, duvarına hiç zarar vermezlerdi.
- Komşularla ortak kullanım alanı olan sokak ve mahalleyi temiz tutarlardı. Komşuları, Peygamberimiz ve aile bireylerinden kendilerine hiçbir zarar gelmeyeceğini bilirlerdi. Peygamberimiz ve aile bireyleri, komşuları arasında güvenilir kişiler olarak tanınırlardı.
2.6. Hz. Muhammed'in Ailesinde Öksüzler ve Yoksullar Gözetilirdi
Yüce Allah, Kur'an-ı kerim'de çalışan, koşuşturan, ancak kazanç elde edemeyerek zorluk içinde kalan, fakat utançlarından dolayı yardım istemeyen kişileri görüp gözetmemizi, öksüzlere ve düşkünlere de yardım etmemizi istemektedir. Peygamber Efendimiz de, öksüzü evine alıp yediren, içiren, barındıran, yetiştiren, işleriyle ilgilenenlerin çok sevap kazanacağını bildirmiştir. Böyleleriyle cennette, birbirine bitişen iki parmak gibi yakın olacağı müjdesini vermiştir.
Peygamber Efendimiz ve ailesi, öksüzler ve yoksulların gözetilmesi konusunda çok duyarlı idi. Duyarlılığını sözde bırakmazdı. Öksüzleri evine alarak örnek olmaya çalışırdı. Mûte Savaşı'nda şehit düşen Hz. Cafer'in çocuklarını evine almış, bakımlarını üstlenmişti. Özetle Peygamberimiz ve ailesi:
- Öksüz ve yoksullara Allah rızası için yardım ederlerdi.
- Yardım ederken evde işe yaramayan şeyleri değil, işe yarayan şeyleri verirlerdi.Yardımlarını ihtiyaç duyulan zamanda yaparlardı. Böylece, muhtaçları kötü duruma düşmekten kurtarmış olurlardı.
- Yardımı gizli yaparlardı. Böylece, yoksulların onurunu incitmezlerdi.
- Yaptıkları yardımı hiçbir zaman başa kakmazlardı.
Müslümanlar, Peygamberimizin bu konudaki duyarlılığını bildiklerinden yemek yerken sofralarında bir öksüz veya bir yoksulu bulundurmaya çalışırlardı.