Memleketimiz, çok çeşitli iklimlerin bulunduğu talihli ülkelerden biridir. Üç yanının denizlerle çevrili oluşu, çok yerinin yüksek bölgeler halinde bulunuşu, sıra sıra dağların ve ovaların uzanışı, Türkiye’de türlü özellikler taşıyan ve her birinin ayrı ekonomik ve yerleşme değeri bulunan çeşitli iklimlerin doğmasına imkan vermiştir. Daha kış sonunda ve ilkbahar başlarında meyve ağaçlarının tomurcuklandığı ve çiçek açtığı güney kıyı bölgelerimize karşılık, henüz kışın bütün şiddetiyle hüküm sürdüğü Erzurum-Kars yaylaları bunun tam tezat teşkil eden bir örneğidir. Yaz ayları içinde serin ve esintili günlerin çok olduğu Kars yaylalarına karşılık da, aynı tarihlerde güney kıyı bölgelerimizde ve Ege denizi kıyılarımızda çok sıcak günler hüküm sürer.
Türkiye iklimleri, çeşitli yeryüzü şekillerine, denizlere, yüksekliğe ve dağların uzanış durumuna bağlı olarak, sanki bir mozaik görünüşünde iklim bölgeleri ve bölgecikleri ile doludur.
Türkiye’nin bulunduğu enlemler gereği, ılıman iklimin kışları ılık ve kısa geçen tipi egemendir. Türkiye’nin iklimi başta denizellik-karasallık, yükselti, yeryüzü şekilleri, enlem vb. tüm iklim etmenlerinin etkisi ile oldukça çeşitlilik gösterir. Türkiye, dar alanlarda ve kısa aralıklarla önemli iklim değişiklikleri görülen bir ülkedir. Bu durum Türkiye’de çok çeşitli tarımsal üretimin yapılmasını sağlamakta ve ekonomimizi olumlu yönde etkilemektedir.
Gerçekten tarım ve hayvancılık, çeşitli planlamalar, ulaştırma ve yerleşme, sulama ve ekonomisi ile ilgili işler, yerle ilgili olduklarından, yere sürekli etki yapan iklim şartları ile bu işler arasında yakın ve devamlı bağlantılar vardır.
Bir yerin iklimini belirtebilmek için, o yerde geçen, bütün atmosfer olaylarının (sıcaklık, yağış, rüzgarlar…) o yere (kıyı boyu, kara içi, dağlık yer, ova, yüksek yer, alçak yer…) uymuş bir bileşimini vermek gerekir. Bir yerde iklim, o yerdeki atmosfer olaylarının ortalama değerleridir. Bunun için, böyle bir yerin iklimini iyice belirtebilmek, o yerde mümkün olduğu kadar uzunca süre yapılmış rasatların elde bulunması gerekir. İklim bir yerde uzun bir süre büyük değişiklik göstermeyen hava şartları topluluğudur. Başlı başına bir konu olan iklim, klimatoloji adlı geniş bir bilim kolunun konusu olmuştur.
İklim, uzun süreler içinde değişikliğe de uğramıştır. Uzun süreli gözlemler ve bilgiler göstermiştir ki, bir yerin iklimi hep bir değerde kalmamakta, devir devir sıcaklaşmaya veya soğumaya gitmiş bulunmakta, daha yağışlı veya daha kurak zamanlar olmuş bulunduğu anlaşılmaktadır. Dönemler halinde, iklim değişmeleri olduğu da sanılmaktadır. Bunun çeşitli nedenleri vardır. Güneşten dünyaya ulaşan enerjideki değişiklikler yüzünden, havanın bileşimindeki değişiklikler nedeniyle, yeryüzünün fiziki karakterinde olan değişiklikler bunlardandır.
Bir gök cismi olarak yer yuvarlağının iklimleri, astronomik esaslara göre belirtildiği zaman, kutup dairelerine (660 33’), dönencelere (230 27’), göre ve ekvator göz önüne alınarak, düzenli şekilde uzanan 5 kuşak olarak belirir:
Ekvatorun her iki yanında dönenceler arasında uzanan geniş bir sıcak kuşak. Burası Ekvatoral iklimlerin toplandığı sıcak iklim bölgeleridir.
her iki yarımkürede, dönenceler ile kutup daireleri arasında, iki iklim kuşağı daha uzanır. burası ılıman kuşaktır. Buradaki iklimlere ılıman iklimler adı verilir. Bu kuşaklar orta enlemlere rastlar. Her birinin içine 47 enlem girer. Buralarda çoğunca, az veya çok belirgin bir kış mevsimi, yaz mevsimi ve genel olarak diğer mevsimler (ilkbahar, güz) vardır. Özellikle kışın karışık atmosfer olaylarının çok yer tuttuğu iklim kuşaklarıdır. İşte Türkiye, bu iklim kuşağının, kuzey yarım küredeki bir bölümündedir ve yaklaşık olarak ortalarına (36-42 enlemleri arası) rastlar.
Her yarımkürede, bunların ötesinde de iki soğuk kuşak uzanır. buraları kutup iklimleri bölgeleridir. Ancak dünyanın türlü bölgelerinde hava olaylarının farklı ve değişik durumlar göstermesi, karaların ve denizlerin dağılış şekilleri, dağların ve ovaların bulunuşu, bunların yükseklik değerleri, güneşe dönük olma durumları, sıcak veya soğuk deniz akıntıları, bitki örtüsü gibi başka etkenlerle, bu düzenli uzanış ve sıralanışta bozulmalar, değişiklikler belirmiştir. Böylece, bu coğrafi şartlar nedeniyle aynı enlemlerde bile kıtaların doğusunda, batısında, iç taraflarında birbirinden çok farklı iklim bölgeleri belirmiştir. Bütün bunların yanında denilebilir ki, bu yerel şartların etkisi ile “her yerin kendine göre bir iklimi” bulunmaktadır. Türkiye, bu bakımdan pek çok iklim çeşitleri ile doludur. Ancak, birbirlerine çok benzeyenleri bir arada göz önüne alınarak iklim bölgeleri kavramı doğmuştur. Bir iklim bölgesinin özelliğini belirtebilmek ve yanındakilerden olan farkını ortaya koymak için “iklim unsurları”nın gerektiği yerde, gerektiği nispette, zaman ve mekana göre değişme durumlarını gösterecek şekilde bir iklim bölgesi bileşimi içine katıştırılmasına çalışılır. Bunda o yerin özelliği ne kadar iyi belirtilebilirse, bu ölçüler o derece faydalı olur. Birbiri yanındaki iklim bölgeleri arasında olan farklar, her zaman tam kesin olmayabilir. Türlü derecelerden birinden ötekine geçiş halleri de bulunabilir. Bunlarla birlikte, geniş veya dar bir yerin iklim özelliği, yine de belirtilmiş olur.
Sıcaklık unsurunda yıllık, aylık değerler ve bunlarda yıl içindeki aykırılıklar (anomaliler), ortalama uçlar, don olayı ve şiddeti ile süresi, toprak sıcaklığı, yükseldikçe sıcaklığın değişmesi ve bunda mevsimlere ve bakılacak şartlarına göre durumu, bölgenin karasal oluş durumu gözden geçirilir.
Yağış yıl içindeki rispi nemlilik, bulutluluk, sis durumu, yıllık yağış miktarı, aylık yağış miktarı, yağış sıklığı ve şiddeti ile mevsimlere göre durumu, yağış tarzı ve özellikle sağanak yağmurları, yağış süresi, kar yağışları, kar örtüsü ve toprak üstünde durma süresi, dolulu günler, buharlaşma, kuraklık ve nemlilik ile bunların yıl içindeki durumu ele alınacak noktalardır.
Basınç ile rüzgarlardır. Bunda da basıncın yıl içindeki ve aylık değeri ile değişiklikleri, gün içindeki basınç değişikliği, nemlilik, sıcaklık, rüzgar doğrultuları ve yağış arasındaki ilişki, bir yerdeki durgun süreler, yağmurlu süreler, hakim rüzgar doğrultusu, mevsimlere göre rüzgar doğrultularının değişmesi, rüzgar hızı ve fırtınalar, yerel rüzgarlar ve özellikle meltemler, bölgeye uzak ve genel atmosfer dolaşımının etkileri göz önüne alınır.
Bu iklim unsurları göz önüne alınarak Türkiye’de 3 ana iklim bölgesi bulunduğu belirtilir: Akdeniz-Ege bölgesi iklimi, Karadeniz bölgesi iklimi, İç bölgeler iklimi. Bu son derece sade iklim bölümlemesi içinde, çeşitli şartlar altında Türkiye’de farklı iklim bölgelerinin belirtilmesi gerekmiştir:
Kıyı boyu bölgelerinin türlü kesimlerinde de az veya çok farklı iklim özellikleri vardır.
Kıyı bölgelerinin hemen gerisindeki bölgelerde, yer yer iklim farkları bulunmaktadır.
İç bölgelerin türlü kesimlerinde, türlü bakımlardan iklim farkları vardır.
Yerine göre, bu iklim bölgeleri, çok çeşitli büyüklükte bir yayılış gösterirler.
Bütün bu bölgelerin iklim özellikleri o bölgelerin tarımı, ekonomisi, yerleşme durumları, bitki örtüsü bakımından büyük önem taşırlar. Şimdi bu iklim bölgelerini ana çizgileriyle kısaca belirtelim.
1. KARADENİZ İKLİMİ:
Her mevsimi yağışlıdır.
Buradaki bol yağışları gezici minimumlar getirir, yüksek dağ yamaçları bu yağışların daha bol yağmasına imkan verir.
Depresyonik ve orografik yağışlar hakimdir.
Kıyı bölgesinde batıya bakan yamaçlar, doğuya bakan yamaçlardan daha çok yağış alır.
Sıcaklık şartları deniz iklimi özelliğindedir.
Ara sıra, don olayları olur, sis belirir, kar yağar. Bu kıyı boyu bölgesinin hemen güneyinde uzanan ve içerisine bolu, Kastamonu, Çorum, Merzifon, Amasya, Tokat, Şebinkarahisar taraflarını alan yerleri “Karadeniz İç Bölgesi” olarak vasıflandırmak yerinde olur. Kıyı boyundaki nispeten dar, tam deniz iklimli bölge ile onun hemen gerisindeki iç taraflar, Karadeniz bölgesi olarak, yağış ve sıcaklık bakımlarından birbirinden farklı bölümler gösterir. Kıyı boyunda farklı üç bölüm ayırt edilebilir: Doğu, Orta, Batı Karadeniz iklimi.
Doğu Karadeniz İklim. Bu kesimde çok fazla yağış vardır. Kıyı boyundaki birçok yerlerde yılda 2 metre kadar. Hemen gerideki dağlarda daha da çok. Yaz sıcakları oldukça fazladır. Kışlar ılımlı geçer.
Orta Karadeniz İklimi: Yağış, bu kıyı boyu ölçüsüne göre orta derecededir ve 70-80 cm. kadardır.
Batı Karadeniz İklimi: Doğu Karadeniz iklimine göre daha az yağışlı (100-120 cm.) sıcaklık, Karadeniz boyunun öteki kesimlerine göre gerek yazın ve gerekse kışın daha azdır.
Karadeniz Ardı Bölgesi: Karadeniz iklim bölgesinin bu kıyı boyunun üç çeşidinin hemen güneyinde, İç Anadolu iklim bölgesine doğru bir geçiş alanı başlar. Burada, batıdan doğuya doğru gidildikçe ve Karadeniz’in etkilerinden uzaklaşıldıkça farklı iklim yöreleri belirmiş bulunmakla beraber, “Karadeniz kıyı boyu” ile “İç bölgeler” iklimleri arasında bir geçiş iklimleri şeridi özelliği gösterir: Yağış maksimumu ilkbahar sonralarına kaymış, yaz ortalarında kurakça bir süre belirmiştir.
2. AKDENİZ İKLİMİ:
Yıllık yağış yüksek ise de (yerine göre 80-120 cm), şiddetli ve uzun yaz kurakları vardır. Sıcaklık şartlarına ve yaz kuraklıklarına göre birbirinden farklı üç ana tip ayırt etmek mümkündür: Asıl Akdeniz iklimi, Akdeniz yakını dağ iklimi ve Marmara iklimi.
1. Asıl Akdeniz İklimi: Yüksek yaz sıcakları hüküm sürer. Bu sıcakların fazla oluşunun nedenlerinden biri, kıyı bölgesini çok yerde kuzeyden dağlarla çevrili olması ve bu sebeple kuzey rüzgarlarını yeterince alamamasıdır. Kış mevsimi Ege’den daha ılık geçer. Çok buharlaşma olur. Hava çok zaman açıktır. Kar yağışı ve don olayı nadirdir. Uzun bir yaz kuraklığı vardır. Kış, geç başlar ve ılımlı geçer. Yağış mevsimi kıştır. Bol yağmurlar güz ortalarında başlar, ilkbahara kadar sürer. Bu iklimin alanı, Akdeniz boyunda olup çok yerde dar bir kıyı şerididir. Bazı yerlerinde yer şekillerine bağlı olarak genişler ve gerilere sokulur. Dar olduğu yerlerin sebebi hemen kıyı yakınında yüksek dağların başlamıştır. Bu iklimin bir bölümünden başka bir şey olmayan ve ona çok benzeyen Ege bölgesinde ise, hemen hemen bütün “kıyı Ege” adı ile anılan bölgenin içerilere sokulmuş geniş ve pek uzun ovalar bölümünü içine alır.
2. Akdeniz Yakını Dağ İklimi: Güney Anadolu kıyıları boyunca uzanan ve yüksekliği kıyıdan itibaren yaklaşık olarak, 800 m.ye yükselebilen ve bölündüğü yeryüzü şekillerine göre yer yer daralıp genişleyen kıyı boyunun yazları sıcak, kışları ılımlı asıl Akdeniz iklim bölgesinin kemen gerisinde dik yamaçlı yüksek dağlar uzanır (yerine göre 2000 – 3000 m. ve daha yüksek). Bu dağlar İç Anadolu’nun 1000 – 1200 m. yüksekliğindeki düzlüklerine doğru da çoğunca, dik yamaçlarla iner. İşte, bu iki çukur yer (Akdeniz kıyı boyu alçak bölgesi, iç Anadolu düzlükleri alanı) arasındaki yüksek dağlık yerler, buralardan farklı iklim özellikleri gösterirler. Bu dağlar, birçok yerlerinde Akdeniz’e dönük olduğundan, aynı etkiler altında bulunur ve kışın bol yağış alırlar. Ancak bu yağışlar, daha ziyade, kar halinde olur. Kalın kar örtüleri, yılın çok zamanında yerde kaldığı gibi, yazın da eritilememiş olanları benek benek toprağı örter. Bu dağlar, Doğu Karadeniz Bölgesi dışında, memleketimizin en bol yağışlı yarleridir. Yazın ise, fazla olmamakla beraber, kıyı boyunun uzun ve şiddetli buharlaşmalarının da olduğu sıcakları yerine, yine de az bile olsa, yağış olduğu görülür. Bu dağlık yerlerde, yüksekliğin verdiği bir özellikle, bunaltıcı yaz sıcakları ve bu mevsimin kuraklığı hafiflemiştir.. Bunun için bu dağlar, kıyı boyunda oturanların yazın çok aradığı serin ve nemlice, ormanlık yaylalar (Namrun yaylası…) alanıdır. Burada, yükseklik oranına göre, kışlar da sert olmuştur. Yine burada kıyı boyunun.makileri ve buralara uymuş kültür bitkileri yerine, çam ormanları ve yüksek çayırlar yer tutmuştur. Bu yüksek bölge, kurak İç Anadolu’dan tamamen farklıdır. İşte, Akdeniz boyunca uzanan, yer yer Ege Bölgesinde de görülen ve Akdeniz’in etkilerini alan, fakat yüksekliği nedeniyle türlü yönlerden kıyı boyu ve alçak yerlerine iklimlerinden önemli farklar gösteren bu dağlık alan iklimine Akdeniz yakını dağ iklimi denilmiştir.
3. Marmara İklimi: Çok yönleriyle, Akdeniz iklimi karakterini, bazı özellikleriyle de Karadeniz iklim özelliğini gösterir. Nispeten sık değişen, hava durumları vardır. Burada normal kar yağışları olur. Don olayı asıl Akdeniz iklimine göre daha sıktır. Yaz kuraklığı burada da varsa da nispeten hafiftir. Bu yönüyle her mevsimi yağışlı Karadeniz iklimini andırır. Sıcaklık daha az olduğundan, buharlaşma da, asıl Akdeniz iklimine göre, çok şiddetli değildir. Hava sık sık kapalı olur ve nispî nemlilik çokçadır. Çok sis belirir.
III. İÇ BÖLGE İKLİMLERİ:
Esas özellikleri yarı kurak olmalarıdır. Yağış rejimi, Akdeniz’inkini andırırsa da, bol yağışlar ilkbahardadır. Çok yerinde Mayıs en bol yağışlı aydır. Yıllık yağış miktarı Akdeniz ikliminden çok daha azdır. Sıcaklık bakımından olan özelliklerine ve yaz kuraklıklarına göre, birbirinden türlü derecelerden farklı 4 iklim tipini görmek mümkündür: Asıl İç Anadolu iklimi, İç Batı Anadolu iklimi, Göller Bölgesi iklimi ve Güneydoğu Anadolu iklimi.
1 – Asıl İç Anadolu İklimi: Burası bir bozkır iklimidir. Yazlar sıcak, kışlar soğuktur. Yaz aylarında, kısa süreler içinde de olsa yağış olur. Temmuz ve Ağustos kurak aylardır. Bu iklim en belirgin özelliğini Tuz gölü ve çevresinde bulur. Buradan kenarlara doğru uzaklaşıldıkça, İç Anadolu kurak iklim özelliği hafifler.
2 -İç Batı Anadolu iklimi: Burası, yaklaşık olarak Uşak taraflarından Kütahya ve Afyon’a kadar uzanır. Dağlık – tepelik ve yüksekliği çok yerde 800 -1000 m. olan yarı iç bölgedir. Çok yeri Ege ve Marmara denizlerinden 100 – 200 km. uzakta olup, ara yerde yüksekçe dağlar da vardır. Burada yağışlar, asıl Ege Bölgesine göre daha azdır : Yıllık yağış Afyon’da 444 mm., İzmir’de 705 mm., donlu günler sayısı yılda Afyon ve Kütahya’da 95 gün, İzmir’de 8 gün, Marmara Bölgesi karma ikliminden de farklıdır. Yıllık yağış Marmara Bölgesinin çok yerinde buradan fazladır: Marmara’da 600-650 mm., bu iç bölgede 450-550 mm. Marmara Bölgesinde donlu günler sayısı da bu iç bölgenin dörtte biri kadardır. Batı Anadolu’nun bu iç bölgesinin özellikle doğu tarafları ve yüksek düzlükleri İç Anadolu iklimine yakınlık gösterir: İç Anadolu’nun çok yerinin aldığı yıllık yağış tutarı 300-400 mm., İç Batı Anadolu’nunki çok yerinde 460-550 mm.’dir. Donlu günler İç Anadolu’nun çok yerinde yılda 100-125 gün iken, burada 90-95 gün, Kıyı Ege bölgesinde sadece 5-10 gündür. Burada iç bölgelere özelliğini veren sıcaklık oynamaları ve genel olarak karasal olma durumu vardır..
3 – Göller Bölgesi İklimi: Burası, Antalya kıyı bölgesinin kuzeyine düşen bir iç bölgedir. Burada dağ sıraları arasına ovalar ve göl çanakları girmiştir. Bunların çok yerde yüksekliği 950-1100 m.’dir. Buna göre, buradaki çukurluklar bile Antalya kıyı bölgesinden 600-700 m. yüksektir. Bu düzlükler ve göller arasında ise yükseklikleri 1500-2000 m. den çok dağlar uzanır. İçerisine büyük gölleri ve daha uzak çevrelerini alan Göller Bölgesi iklim bakımından hem yanındaki İç Batı Anadolu iklimini andırır, hem de Akdeniz ikliminin etkisi altında bulunur. Burada da Akdeniz kıyı bölgesindeki gibi kış yağışları çok yer tutar. Hem de İç Anadolu ikliminin bazı özelliklerini gösterir: İlkbahar yağışları da, hemen hemen kış yağışları değerine yakındır. Yaz kuraklığı ise, Akdeniz iklimine göre biraz daha hafiftir. Göller bölgesi iklimi bunların bir karışımı ve İç Anadolu’ya bir geçiş alanıdır. Ayrıca burada donlu günler sayısı, İç Anadolu’dakilere bir dereceye kadar yakın olduğu halde, Akdeniz kıyı bölgelerinden son derece fazladır. Bir karasal oluş özelliği ile ilgili bulunarak, Göller Bölgesinde, hemen 100 -120 km. güneyindeki kıyı bölümüne (Antalya çevresine göre) sıcaklık oynamaları daha çoktur.
4 – Güneydoğu Anadolu İklimi: Burada yazlar çok sıcak (30 – 35°), kışlar İç Anadolu’ya göre daha az soğuktur. Yıl içinde, bölgenin önemli bir kısmı Akdeniz’in nemli hava kütlelerinin etkisi altında kalır. Böylece Akdeniz etkileri buraya sokulmuş bulunur. Yaz kurakları belirgin ve süresi uzundur. Güneyindeki memleketimiz dışı çöl ikliminin etkisi altında kalmıştır. Şiddetli buharlaşmalarla çok su kaybı olur. Hava çok vakit açık olup nemlilik azdır. Yıllık yağış miktarı İç Anadolu’ya göre çoktur (450 – 700 mm.). Fakat sıcaklığın burada daha yüksek olması ve bundan da şiddetli buharlaşmaların doğması nedeniyle bu miktarına rağmen İç Anadolu’dan daha kurak bulu maktadır.
IV — DOĞU ANADOLU İKLİMLERİ:
Doğu Anadolu denizlerden uzak, deniz etkilerine karşı yüksek dağlarla çok yerinde kapalı bir bölge olduğundan, çok karasal iklim özellikleri gösterir. Burada sıcaklık oynamaları çok ve şiddetlidir. Kars yaylalarında kış ile yaz aylık ortalamaları arasındaki sıcaklık oynaması 25 – 30° dir. Bölge; karlı (karla örtülü gün sayısı yaylalarda 100 -120 gün), donlu günler fazla (bu yaylalarda 150 -180 gün), çok soğuk (kış aylarında -10° ve daha soğuk günler sayısı çok, sıcaklığın çok düşmesi halinde -20° den aşağı düşensıcaklıklar fazla, bazı yıllarda -40° ve daha aşağı ve kışlar pek uzundur (yılın yarısı veya bazı yerlerde 7 – 8 ay kış).
Doğu Anadolu çok geniştir ve içinde birbirinden farklı çeşitli bölümler ve bunların ayrı iklimleri vardır. Öyle ki, bahçe ziraatının yapılabilmesi için gerekli doğal şartların bulunmadığı yerlerle(Erzurum – Kars yaylaları gibi), bahçeciliği Ege Bölgesini andıracak kadar çeşitlilik ve zenginlik gösteren bölümleri (Elazığ, Malatya çevreleri…), Çukurova pamuk tarlalarını hatırlatacak yerleri (Iğdır, Elazığ…) bulunan pek geniş bir bölgedir. Böyle bir bölgedeki türlü uzanışlı yüksek dağlarla bunlar arasındaki geniş ovaların ve havzaların bulunuşu, bölgedeki doğal farklılıkları doğurmuştur. Bu çok geniş ve çeşitlilik gösteren bölgede, türlü derecelerden, birbirine göre farklılıklar gösteren şu 4 bölüm ayırt edilebilir:
1- Erzurum – Kars Yayla İklimi: Kuzeyde yüksek düzlüklerin çok yer tuttuğu (1800 – 2000 m.) Erzurum – Kars yaylaları. Özelliği şu : Soğuk, sert ve uzun kışlar, don olayı çok ve uzun, karlı, yazları serin. Çok vakit taze otluk ve çayırlıkları çok. Bu arada, Yukarı Murat dağlık – üzlük alanları da vardır. Yıllık yağış oldukça yeter derecede (500 – 550 mm.). Karaköse’nin güneyindeki çukur alanlarda yağış daha az (350 – 450 mm.). Kışın yeterince kar yağışlı ve donlu günler sayısı çok (160). Sıcaklığın -40° den aşağı düştüğü zamanlar vardır. Asıl yağmurlu mevsim ilkbahar ayları. Yaz ve güz aylarında da yağış var. Bu çevrede bir Çukurova olarak Iğdır ovası pek az yağışlı.
2 – Van Bölgesi İklimi: Bu bölgenin göl ve yakın çevresini içine alan çukur bölümlerinde yağış az (350 – 450 mm.). Gölü çevreleyen yüksek dağlarda ise bu miktar daha fazla. Bu çevre, Erzurum – Kars yaylalarına göre daha ılımlı olup, kışlar daha kısadır. Her ay yağış varsa da, Temmuz, Ağustos ve Eylül’de kurakça bir süre bulunmaktadır. Sıcaklık oynamalarının çokça olduğu bu karasal iklimde yıl içinde donlu geçen günler de çoktur (133 gün).
3 – Yukarı Fırat – Orta ve Aşağı Murat Bölümü İklimi: Yüksekliği 1000 -1200 m. olan ovaların ve 1500 – 2000 m. lik dağların bulunduğu bu bölge, Erzurum Kars bölgesine göre daha sıcak, Güneydoğu Anadolu’ya göre daha serindir. Bu ikisi arasında bir geçiş özelliği gösterir. Kışlar kısa sürer, fakat sert geçer. Yazlar ise kurak ve sıcaktır. Kışın yağış çoğunca kar şeklindedir; Çok vakit kar yağdıktan kısa bir süre sonra erimeye başlar. Kış ve ilkbahar kapalı, yağmurlu ve sislidir. Yıllık yağış miktarı 400 – 450 mm.
4 – Hakkâri Dağlık Bölgesi İklimi: Yüksek dağlık bir bölgedir. Bol yağış alır: Çok yerde 800 -1200 mm., yüksek yerlerde daha da fazla. Bu yağış çoğunca kar şeklinde olur. Yağışlar en çok güz ortalarından kış sonuna kadar yağar. Temmuz, Ağustos, Eylül kuraktır. Yaz mevsimi ve Eylül sıcak geçer. Ancak dağlık yerler ve yaylalar serindir. Bu bölge dağlarında Türkiye’nin en büyük buzulları ve geniş yerler tutan kalıcı kar alanları vardır.