Allah her şeyi işiticidir. O’nun işitmesi yani duyması insanoğlu gibi sınırlı değil, aksine sınırsızdır. Bütün sesleri aynı anda duyar. Birini duyması diğerini duymasına engel değildir. Kulların dualarını ister sesli olsun ister sessiz olsun, muhakkak duyar ve onları kabul eder.
Bizler O’nun her şeyi işittiğini bilir, inanır ve kabul ederiz. Bu inançla ve bilinçle konuşur ve bu inanç ve bilinçle davranırız.
Allah Bakara sûresinin 181. Âyetinde “...Şüphesiz Allah (her şeyi) işitir ve (her şeyi) bilir.” Buyurmaktadır.
Yüce Allah her şeyi işittiği gibi aynı şekilde her şeyi de bilir. Olmuşu, olacağı yani geçmişi ve geleceği ve şu anda olanı en ince ayrıntılarına kadar bilir. Çünkü O, sonsuz bilgi sahibidir. O’nun bilgisi kusursuz (tam) bilgidir.
“O karada ve denizde ne varsa bilir;Onun ilmi dışında bir yaprak bile düşmez.... (6) diyen Kur'an âyeti Yüce Allah’ın ilminin derinliğini anlatır. Allah’ın bilmesi asla bizim bilmemize benzemez. Bizler bilmek için çeşitli araçlara ihtiyaç duyarken, O hiçbir araca ihtiyaç duymadan bilir. O’nun bilgisinde ne artma ve ne de eksilme olur. Çünkü O’nun bilgisi tamdır.
Allah’ın işitmesi ve bilmesi nasıl sınırsız ise, görmesi de sınırsızdır.
Bizler aydınlıkta görür, karanlıkta görmeyiz; fakat O görür. Bizler bir engel var ise öteyi göremeyiz. Fakat O, engellere rağmen her şeyi görür. Bütün canlı varlıklar görmek için bir organa ihtiyaç duyarken, O, vasıtasız görür. O’nun görmesi kusursuzdur.
“Şüphesiz yapmakta olduklarınızı noksansız görür..”(7) diyen Kur'an âyeti Allah Tealâ’nın tüm davranışlarımızı an be an gördüğünü vurgular.
İşitmesi sonsuz, bilmesi sonsuz ve görmesi sonsuz olan, kâinatın tek sahibi Allah Teâlâ biz kullarına şah damarımızdan daha yakındır.